Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yayınladığı ilana göre İzmir’de doğal sit alanı statüsündeki 39 farklı arsa ve arazinin satışa çıkarıldığı açıklandı. En ucuz arsa 2 milyon TL, en pahalı ise 43 milyon TL bedelle alıcı bekliyor. İşte detaylar ve satış koşulları…
İzmir’de Satışa Çıkarılan Doğal Sit Alanlarındaki Arsalar Dikkat Çekiyor
Türkiye’nin önemli doğal ve kültürel miras bölgelerinden biri olan İzmir, bu kez farklı bir haberle gündemde. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından duyurulan ilana göre, kentte doğal sit alanı statüsüne sahip toplam 39 taşınmaz ihale yöntemiyle satışa çıkarıldı. Bu arsalar, hem yatırımcıların hem de çevrecilerin dikkatini çekmiş durumda.
Söz konusu taşınmazların büyük bölümü Urla, Seferihisar, Karaburun, Foça ve Çeşme gibi İzmir’in kıyı ilçelerinde yer alıyor. En uygun fiyatlı arsanın 2 milyon TL, en yüksek bedellinin ise 43 milyon TL olduğu açıklandı.
Detaylı ihale bilgileri ve başvuru süreci için Milli Emlak Genel Müdürlüğü Resmî Web Sitesi ziyaret edilebilir.
Satışa Çıkarılan Araziler Nerede?
İhale kapsamındaki 39 taşınmaz, doğal güzellikleri ve turistik potansiyeliyle öne çıkan ilçelerde konumlanıyor. Bu da satışa çıkan arsaları sadece yatırımcıların değil, turizm ve gayrimenkul sektörünün de radarına sokuyor.
Arazilerin konumlandığı başlıca ilçeler şunlar:
- Urla
- Seferihisar
- Çeşme
- Karaburun
- Foça
- Menderes
- Güzelbahçe
Özellikle Urla ve Çeşme gibi bölgelerdeki arsalar, daha yüksek bedellerle satışa sunulurken; Karaburun ve Seferihisar gibi gelişmekte olan bölgelerde daha uygun fiyatlar dikkat çekiyor.
Fiyat Aralıkları Ne Kadar?
Bakanlık tarafından açıklanan satış listesine göre arsaların fiyatları oldukça geniş bir skalada yer alıyor. İşte bazı örnekler:
- Seferihisar – 2.150.000 TL
- Foça – 3.750.000 TL
- Urla – 12.500.000 TL
- Çeşme – 43.000.000 TL
Fiyatlar, arsanın metrekaresi, konumu, imar durumu ve ulaşım olanaklarına göre belirlenmiş durumda.
Doğal Sit Alanı Ne Anlama Geliyor?
Satışa konu olan taşınmazların doğal sit alanında bulunması, yapılaşma ve kullanım açısından bazı özel sınırlamalar içeriyor. Doğal sit alanı, çevresel, ekolojik ve estetik açıdan korunması gereken bölgeleri ifade eder. Bu bölgeler, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında korunmaktadır.
Sit alanları kendi içinde 3’e ayrılır:
- 1. Derece Sit Alanı: Mutlak koruma alanıdır. Yapılaşma yasaktır.
- 2. Derece Sit Alanı: Kısıtlı yapılaşma izni olabilir.
- 3. Derece Sit Alanı: Kontrollü yapılaşmaya izin verilen bölgelerdir.
Satıştaki arsaların büyük kısmı 3. derece doğal sit statüsünde olup, özel izinlerle ve planlama dahilinde yapılaşmaya açık olabilmektedir. Yatırımcıların bu konuda mutlaka imar planları ve koruma kurulu kararlarını incelemeleri önerilmektedir.
İhaleye Kimler Katılabilir? Başvuru Süreci Nasıl İşliyor?
İhale süreci, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre açık teklif usulüyle gerçekleştiriliyor. Katılım sağlamak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, Milli Emlak Daire Başkanlığı üzerinden şu adımları izlemeli:
- Taşınmazın yer aldığı ilin Milli Emlak Müdürlüğü ile iletişime geçilmeli.
- Geçici teminat bedeli yatırılmalı.
- İhaleye katılım için gerekli belgeler hazırlanmalı.
- Belirlenen tarih ve saatte teklif verilmeli.
İhale tarihleri ve şartnameler, e-ihale platformu üzerinden dijital olarak da takip edilebiliyor.
Uzmanlar Uyarıyor: Yatırımcılar Dikkatli Olmalı
Gayrimenkul ve çevre hukuku uzmanları, doğal sit alanlarındaki taşınmazların alım-satımında özel dikkat gösterilmesi gerektiğini vurguluyor. Yapılaşma izni, kullanım sınırları ve koruma alanı gibi konular netleştirilmeden yapılacak bir yatırım, uzun vadede hukuki sorunlar doğurabilir.
İzmir Barosu Çevre Komisyonu da yaptığı açıklamada, bu tür alanların satışa açılmasının ekolojik dengeye zarar verme riski taşıdığını ifade ederek, “Yatırım kadar koruma da önemlidir.” vurgusu yaptı. Çevre hassasiyetinin göz ardı edilmemesi gerektiği, sadece ticari kazançla hareket edilmemesi çağrısında bulunuldu.
Çevrecilerden Satışlara Tepki
Doğal sit alanlarının satışa çıkarılması, bazı çevre platformlarının da tepkisini çekti. TEMA Vakfı, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, bu alanların korunması gerektiğini belirterek, “Kıyı ekosistemlerini tehdit eden yapılaşmaların önü açılmamalı” ifadelerine yer verdi. Vakıf, satışı yapılan alanların çoğunun biyolojik çeşitlilik açısından önem taşıyan bölgeler olduğunu da raporlarında belirtmişti.
